Son dönemde gerek FED gerekse İsviçre Merkez Bankası politikalarından etkilenmekte olan USD/CHF paritesi, yaklaşık 12 yıldır süren bir düşüş trendinin sorgulanma aşamasına yaklaşıyor. Bu nedenle aralık ayının ve 2014 yılının da sonuna yaklaştığımız süreçte, yılın parite açısından nasıl sona erdiği ve hareketler üzerindeki etkenleri bilmek önem kazanmaktadır.
Paritede 2000 yılından bu yana görülen düşüş maratonunun, 2002 yılından itibaren istikrarlı bir yapıya büründüğünü görüyoruz. Yen ile birlikte endişe anında talebi artan para birimlerinden biri olan Frank, doğal olarak küresel krizin patlak verdiği 2007 sonu ve 2008 başında yoğun bir taleple karşılaştı. USD/CHF paritesinde yıllardır süren düşüş tutumunu destekleyen krizin ardından en büyük ve güncel diyebileceğimiz etkiler ise Merkez Bankaları tarafından geldi.
İlk olarak, EUR/CHF paritesindeki 1,20 tabanını oluşturma kararı (2011 yılında) alan İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) USD/CHF üzerindeki dolaylı etkisini gördük. SNB’nin döviz alımıyla birlikte zayıflayan Frank, paritede yükselişi destekledi ve şu anda da devam etmekte olan bant hareketinin tabanını oluşturdu. SNB bu sürecin ardından ısrarla değer kazanan Frank için en son önlemini ise, geride bıraktığımız hafta negatif faiz uygulaması kararı ile aldı.
ABD tarafında ise 2008 krizi sonrasında FED’in piyasayı destekleme politikası ve bu politikanın sonucuna yaklaşılmasıyla birlikte de bir çıkış süreci etkili oldu. Tahvil alım programını sonlandıran FED’e ilişkin en önemli soru artık kademeli olarak gerçekleştirilmesi beklenen faiz artırımının ne zaman gerçekleştirileceği. İşte tüm bu gelişme ve soru işaretleri arasında USD/CHF paritesinin 2014 ortasında yoğunlaştırdığı yükseliş maratonu, dikkat edilmesi gereken bir sınırla karşılaşmamıza yol açtı.
Uzun Vadeli Görünüm
Pariteyi aylık bazda incelediğimizde, 89 aylık üssel hareketli ortalama (güncel seviyesi 1,0050) eşliğinde 12 yıldır süren düşüş eğilimi görülmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz etkenlerin de desteğiyle birlikte bu trendin sınırına doğru yaklaşıldığını söyleyebiliriz. Paritenin 2015 yılı içerisinde yükseliş beklentisi içerisinde kalabilmesi için, 89 aylık üssel hareketli ortalama üzerinde gerçekleşebilecek aylık kapanış önemli bir adım olabilir. Bu şart sağlandığı taktirde yukarı yönlü hareketlerin daha etkin bir rol oynaması muhtemeldir.
Trend dahilinde gerçekleşebilecek aylık kapanış ise, bu yöndeki beklentinin ötelenmesine veya aşağı yönlü baskıların ön plana çıkmasına neden olabilir. Trend içerisinde gerçekleşebilecek her aylık kapanış aşağı yönlü baskıları destekleyebilir, ancak 0,9500 seviyesinin kırılması, bu görünümü destekleyebilecek önemli bir basamak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şart sağlanmadığı müddetçe, yükseliş beklentisi taze kalabilir.
Kısa Vadeli Görünüm
4 saatlik dilimdeki hareketleri incelediğimizde, yükseliş kanalının uzun vadeli görünümdekine benzer bir şekilde sınırlarına ulaştığı görülüyor. Bu aşamada yukarı yönlü baskının güncelliğini sürdürebilmesi açısından kanalın üzerinde gerçekleşebilecek fiyat hareketlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu şart aynı zamanda uzun vadede ihtiyaç duyulan fiyat hareketini de destekleyebilecek unsur olarak görülmektedir.
Ancak kanal hareketinin desteklenmesi, 0,9850 seviyesinin aşılamaması tekrar tepki satışlarını ön plana çıkarabilir. Bu aşamada özellikle 0,9780 seviyesinin tepkisi önemlidir. Seviyenin kırılması aşağı yönlü baskıların destek kazanmasına neden olabilir. Bu görünümü teyit edebilecek unsur ise göreceli güç endeksinin (RSI) 61 seviyesini kırması olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu şartlarla birlikte tekrar kanal alt bölgesine gerileme olasılığı, aynı zamanda uzun vadedeki beklentilerin ötelenmesine veya sona ermesine neden olabilir.